Kömürün Ülke Ekonomisine Bedeli

Kömürlü termik santrallerin hava, su, toprak kirliliği, maden genişlemeleri ve santrallere ait diğer tesislerin ortaya çıkardığı toplumsal, sosyal ve ekolojik bedellere ek olarak, faydalandıkları farklı kamu destek ve teşvikleri sonucunda ülke ekonomisine ödettiği bir bedeli de var.

Özelleştirmeleri gerçekleşmeden önce kamu yatırım programları dahilinde yapılan baca gazı filtrasyon ve desülfürizasyon üniteleri, kazan teknolojilerinde iyileştirme gibi yatırımlar için kamu bütçesinden yapılan yüklü harcamalar, özelleştirme ihalelerini kazanan şirketlere verilen ayrıcalıklardan biriydi. Sonrasında Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, enerji üretim tesislerinin çevre mevzuatından muaf tutulması, çevre yatırımlarının ertelenmesi ise santrallerin yeni işletmecilerinin ciddi oranlarda tasarruf etmesini sağladı.

Yatağan

Sabit alım garantileri, kapasite ödenekleri, vergi muafiyetleri gibi ciddi desteklere rağmen kömürlü termik santralleri işleten özel şirketler, ciddi finansal risklerle karşı karşıya. Santrallerin işletmelerini devralan şirketlerin büyük bir kısmı, 2014 özelleştirme sürecindeki döviz borçlanmalarını geri ödemekte halihazırda güçlük çekiyorlar. Ayrıca bu tesisler, yerli kömür yakarak elektrik üretseler de makine, teçhizat ve yan sanayi ürünlerinde ithalata bağımlı oldukları için döviz borçlanma maliyetleri de artmaya devam ediyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin beklenmedik ölçekte ucuzlaması, farklı ülkelerde uygulamaya konan iklim değişikliği ve hava kirliliği önlemleri çerçevesinde getirilen emisyon kısıtlamaları da yatırımcıların halihazırda yaşadığı finansal zorlukların üstüne eklenecek riskler. Bu trendler ve son yıllarda ortaya konan finansal analiz çalışmaları, yeni kömürlü termik santrallerin taşıdığı atıl varlık olma riskinin, emeklilik yaşına gelmesine yakın özelleştirilen bu santraller için de geçerli olduğunu gösteriyor.